Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan orman yangınları sürecinde yaşananları değerlendirirken Bizim ‘bilime inanın Antalya ya Aksaray Escort ağustosta yağmur yağmaz’ diyen 10 08 2021 Sputnik Türkiye Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan ‘Belirli bir mesafeden bakınca’ başlığıyla yayımlanan yazısında annesinin vefatı dolayısıyla 8 9 gündür Türkiye’de olanı İzmit Escort biteni pek takip edemediğini bunun da kendisine ‘orman yangınları’ meselesine biraz uzaktan bakma şansı verdiğini söyledi Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli için İletişim yönetimi ve söylem geliştirme konusunda gördüğüm Sivas Escort en başarısız siyasilerden biri Hatta belki sorun bakanın ‘siyasi’ olmamasından kaynaklıdır diyen Kılıçarslan şöyle devam etti Teşkilat tozu yememiş otobüs üzerinde vatandaştan oy istememiş olmanın en önemli yan etkilerinden biri Hatay Escort belki de vatandaşa ne deneceğini nasıl deneceğini bir türlü bilememek oluyordur Tüm orman yangınları boyunca siyasetten gelmemesine rağmen Murat Kurum un ve Mevlüt Çavuşoğlu nun ‘düzgün’ iletişimleri Pakdemirli nin de ‘şaşkın iletişimi’ zihnimde aldığım ilk not oldu Türk Hava Kurumu’nun TSK odağında bulunduğu tartışmalara da değinen Kılıçarslan İkincisi şu Kamalistlerin arpalığı haline gelen emekli askerlerin balo maket uçak satışı ve benzeri ipe sapa gelmez şeylerle ‘malı götürdüğü’ sonunda 1 5 milyar zararla kayyuma devredilen THK isimli şirketin ihalesi nasıl ve kimler lehine ‘biz’e yıkılmaya çabalandı iyice araştırmak lazım Kamalist kötücüllüğün kendi arasında nasıl da ‘sıkı bağlar’la dayanıştığının akademik düzeyde bir örneği bence THK meselesi ifadesini kullandı Kılıçarslan şunları kaydetti Üçüncüsü şu Yangınları söndürme konusunda bir ihmal bir geç kalınmışlık hatta bir plansızlık var mıydı ‘Yahu böyle olur mu ‘ denilecek birkaç şey vardı ama bunlar sonucu etkileyecek şeyler değildi Olağanüstü bir seferberlikle ve iyi denilebilecek bir planlamayla ilgili bütün kurumlar sahadaydı ‘İlgili bütün kurumlar’ derken ayırt etmeksizin tüm bakanlık devlet birimleri ordumuz ve belediyelerden ayırt etmeksizin tüm STK lardan bahsettiğimin de bilinmesini isterim ‘Korkunç bir akıl tutulması yaşadılar ve yine bekledikleri olmadı’Dördüncüsü şu Zihni politik mekanizmalar tarafından esir alınmış işi ‘sadece ben iyiyim sadece benim ahlaki düzlemim doğru’ demeye kadar vardıran seküler tipoloji bu yangınlarla birlikte bir çeşit zihinsel rahatsızlığa bir nöbete tutulmuş gibiydi Kendileri tweet atınca Hırvatistan ve İspanya dan uçak geldiğine inandılar mesela Hatta bu kesimin beceriksiz komutanlarından Cem Seymen ‘İspanya dan uçak geldi ya artık içim rahat’ falan yazdı Korkunç bir akıl tutulması yaşadılar Ve yine bekledikleri olmadı Yine düşmedi hükümet Bence sekülerlerin asıl açmazı tam burada Hükümetin artık düşeceğine inandırıldıkları ve hükümetin düşmediği her seferde hınçları öfkeleri büyüyor ve tüm fantastik yalanlara inanabilecekleri bir yerde buluyorlar kendilerini İş öyle bir noktaya ilerliyor ki İHH sından Deniz Feneri ne Beşir inden ANDA sına bütün STK lar alanda canhıraş çabalarken ‘nerede bunlar ‘ yazabiliyorlar ve tuhaf olanı on binlerce insan bu soruya inanarak STK ların yangında ortadan kaybolduklarına inanıyorlar Tam o esnada yangından kaçan bir kelebek bir İHH gönüllüsünün elinden su içiyor mesela Yahut ANDA bir evden yaşlı bir karı kocayı tahliye ediyor falan Ama ne gam O yalana tutunup o ahlaki üstünlük pozunu kesmek yakıtı haline gelmiş durumda sekülerlerin Türkiye büyük bir ülke olarak gerektiğinde yardım da talep edecektir’Beşincisi şu Muhafazakârların geçemediği sınav da Türkiye nin doğal afet durumlarında doğal olarak yardım talep etmesini bile bir ‘güçsüzlük’ meselesi olarak görüp kırılıyor olmaları Hayır FETÖ cü P İ Ç tayfanın başlattığı zanaatkar tayfanın destek verdiği HELP kampanyasından bahsetmiyorum O kampanyanın Türkiye nin onuruyla oynamak için hayata geçirildiği çok net Ben belirli uluslararası angajman ve antlaşmalarla kayıt altında olan ‘afet durumunda yardım isteme’ prosedürüne bile itiraz edip kırılanlardan buna karşı argüman geliştirenlerden bahsediyorum ‘Biz bize yeteriz’ kafasıyla mesafe almaya çabalayanlardan yani Hayır Bizim bize yetmediğimiz anlar vardır olacaktır ve Türkiye büyük bir ülke olarak gerektiğinde yardım da talep edecektir Büyüklük çünkü böyle de bir şeydir bir bakıma Altıncısı şu Dünyada 19 yüzyılın sonunda can çekişmeye başlayan İkinci Dünya Savaşı ile birlikte cenaze namazı kılınan ‘bilimcilik’ sadece ülkemizde bir zombi olarak yaşamaya devam ediyor olabilir Aksi halde bilimi bir ‘inanç’ meselesi haline getirip ‘duaya değil bilime inanın’ yazabilecek denli dangalak tiplere rastlıyor oluşumuzu izah edemeyiz Normal zihinleri sağlıklı işleyen insanlar ‘bilimi kullanırlar ‘ Sağlıksız zihni sakat dangalaklarsa dinin ikamesinin bilim olduğunu düşünerek bilimcilik yaparlar ‘Kendi dangalakları ile baş başa kalıp bir muhasebe yapmadılar’Resmen Kieślowski nin Dekolog larından birinde anlatılan o hikayeye dönüştü mesele ‘Bilimci baba’ çocuğunun donmuş gölde kayabileceğini hava sıcaklığı ve diğer bilimlerin hesaplarına göre buzların kırılmayacağını hesapladı Oysa öyle olmadı Buzlar kırıldı ve çocuk öldü Fakat bizim ‘bilime inanın Antalya ya ağustosta yağmur yağmaz’ diyen dangalaklarımız Antalya ya şakır şakır yağmur yağınca elbette mahcup olmadılar Kendi dangalakları ile baş başa kalıp bir muhasebe yapmadılar Utanmadılar Türkiye ye yapacakları yeni kötülükleri planlamakla meşguldü zira kötücül zihinleri Ve yedincisi şu İlay Aksoy isimli küçük faşisti yangın bölgesinde çalışan Kızılay gönüllülerine kıyafetleri üzerinden hakaret ettiği performansıyla ‘yangının en teneke insanı ödülü’ne layık gördüm izninizle Böyledir Kimi güzel insanlar yangından can kurtarır kimi sefil faşistler de yangından mal kaçırmaya çalışır Tabii ki olanı biteni de hem Allah görür hem de millet